YAŞAMAK, BEDELİ ÖDENMESİ GEREKEN BİR ŞEY DEĞİL; FARK EDİLMESİ GEREKEN BİR ARMAĞANDIR.
Diyetsiz Yaşam Diyor ki:
"Alışkanlıklarınızı Dönüştürerek Özgürleşin"
Diyetsiz Yaşam Nedir?
Diyetsiz Yaşam Eğitimi, sizi “nasıl yemeliyim?” sorusundan “nasıl yaşamalıyım?” sorusuna taşır. Sürekli kısıtlamalara dayalı diyetlerin yerine, kendi bedeninizi, alışkanlıklarınızı ve seçimlerinizi anlamayı öğretir. Yeme davranışlarınızın kökenlerini keşfeder, farkındalıkla adım adım özgürlüğe ve kalıcı dönüşüme ulaşmanızı sağlar. Buradaki amaç, sadece sağlıklı olmak değil; iyi hissetmek ve yaşamı kendi elinizle şekillendirmektir
Diyetsiz Yaşamın Doğuşu
Bu sistem, Suna Su tarafından 2012 yılında “Diyetsiz Yaşam” adıyla başlatıldı. Yolculuğun şekillenmesinde kişisel deneyimimin de büyük etkisi oldu: genç yaşta yaşadığım mide rahatsızlığı ve midesiz yaşamı deneyimlemem, yeme ve yaşam alışkanlıklarına dair farkındalığımı derinleştirdi. Kendi hayatımda geliştirdiğim yöntemleri bilimsel temellere oturtarak, 12 yıl boyunca binlerce gönüllü ile kalıcı sonuçlar elde ettim. Bugün, Diyetsiz Yaşam felsefesi markalaşmış ve insanlara sürdürülebilir iyi yaşamın kapılarını açıyor
Diyetsiz Yaşam ile Neler Değişir?
Sürekli Diyet Kısır Döngüsüne Son:
Yeme-içme alışkanlıklarınızı bilimsel yaklaşımlarla yeniden inşa edersiniz
-Yemekle Barış: Yiyeceklerle savaşmak yerine, bilinçli tercih yapmayı öğrenirsiniz
-Bilinçli Yeme Alışkanlığı: Fiziksel ve duygusal sinyallerinizi fark ederek yemek yersiniz
-Sürdürülebilir İyi Yaşam: Geçici çözümler yerine kalıcı farkındalıklar kazanırsınız
-Diyetsiz Yaşam Çiftliği: Doğayla Bütünleşen Bir Deneyim
-Diyetsiz Yaşam felsefesini deneyimleyebileceğiniz özel bir mekân: Diyetsiz Yaşam Çiftliği. Burada doğal beslenme, bilinçli farkındalık ve köklü alışkanlık değişimleri için büyüleyici bir ortam sunuyoruz
Çiftlikte Sizi Bekleyenler
-Doğayla iç içe bilinçli beslenme deneyimi
-Bilinçli yeme atölyeleri
-Bilinçli alışkanlık dönüşüm atölyeleri
-Doğal tarım ve doğal beslenme uygulamaları
-Gündelik hayatınızı dönüştürecek derinlemesine eğitimler
-Basit ve hızlı yemek yapma atölyeleri
-Veridura ile bedelsiz yaşam ve farkındalık atölyeleri
Diyetsiz Yaşam Felsefesini Deneyimleyin
Yeme alışkanlıklarınızı ve yaşamın içinde sizi zorlayan her şeyi kökten değiştirerek özgürleşmek ve Diyetsiz Yaşam’ın bir parçası olmak için bizimle iletişime geçin. Kendi farkındalığınızı yaratın; diyetsiz bir yaşam mümkündür
NEDEN BİZ?
İstemeyi İstemeyi İstemek !
Gerçek özgürlük, kendi seçimlerinin farkına varmakla başlar. Hiçbir diyet listesi seni hapsetmez, hiçbir kural seni zorlamaz. Her öğün, keyifle ve özgür seçimle yaşanır; yemek artık bir savaş değil, yaşamın doğal bir parçasıdır. Her adım, senin ritminle akar; karmaşadan uzak, kolay ve uygulanabilir. Deneyimlerle öğrenir, alışkanlıklarını fark ederek bilinçli ve zararsız şekilde dönüştürürsün. Bedenin, zihnin ve yaşamınla uyum içinde ilerler; her seçim, senin doğal akışınla dans eder. İşte bu sistem, sana sadece rehberlik etmez; özgürleşmeni, farkına varmanı ve yaşamını kendi ritminde sürdürmeni sağlar. Çünkü Diyetsiz Yaşam’da gerçek güç, istemeyi istemeyi istemekten geçer.
Doğal Akış
Yemek artık bir görev değil, bir seçimdir. Her öğün senin ritminle akar, keyifle ve özgürce yenir. Kendine zarar vermeden kontrolü eline alır, yemeğini savaş alanından özgür bir sahneye dönüştürürsün. Diyetsiz Yaşam, yemek ve yaşam arasında seninle uyumlu bir dans yaratır.
Deneyim Odaklı
Diyetsiz Yaşam’da öğrenmek sadece okumak ya da izlemek değil; yaşamın içinde denemek, hissetmek ve keşfetmektir. Her deneyim, seni daha derin farkındalığa ve özgürlüğe taşır. Burada teori değil, senin hayatın, senin yolculuğun rehberdir. Diyetsiz Yaşam’da gerçek değişim, bilgiyle değil, deneyimle başlar. Her adım, seni kendi alışkanlıklarını fark etmeye, bilinçlenmeye ve özgürce dönüştürmeye götürür. Burada öğrenmek, denemek ve hissetmek, hayatını kendi kurallarınla yeniden şekillendirmenin yoludur.
Zorlama Yok • Kolay ve Pratik
Liste yok. Kısıtlama yok. Ölçü yok. Burada hiçbir şey seni hapsetmez. Sana tek ihtiyacımız olan kendi ritmin ve hayatınla uyumun. Adımlar basit, yol doğal, değişim seninle uyumlu. Diyetsiz Yaşam, yaşamı zorlaştırmadan özgürleştirir.
Kişiye Özel Yolculuk
Her yolculuk farklıdır; biz, sana başkalarının kopyası olma zorunluluğu vermiyoruz. Diyetsiz Yaşam’da rota, senin bedenin, zihnin ve yaşam tarzın tarafından çiziliyor. Burada her adım tamamen sana ait, her deneyim senin keşfindir. Bizim yolculuğumuz, tek tip çözümler yerine, kişisel uyum ve içsel farkındalık üzerine kuruludur.
Sürdürülebilir Özgürlük
Diyetsiz Yaşam’da özgürlük, geçici bir rahatlama değil; yaşamın her anında hissedilen, kalıcı bir güçtür. Biz, sana kısa süreli çözümler veya dayatmalar sunmuyoruz. Burada özgürlük: kendi ritminle, kendi kararlarınla, hayatını senin kurallarınla şekillendirme hakkıdır. Her adım, seni zorlamadan ilerletir; her seçim, seni kendi yaşamının lideri yapar. Sürdürülebilir Özgürlük, “şu anda özgür hissetmek” değil, yarın da, sen kendin olarak kalırken özgür olabilmendir. Bu bizim farkımız: özgürlük, sadece his değil, yaşama şeklinin doğal sonucu.
LİDERLERİMİZ
REFERANSLAR
Sonia 47
UKDiyetsiz Yaşam Atölye'sine katılmak benim için hem fiziksel hem de zihinsel olarak büyük bir dönüşümün başlangıcı oldu. Bu süreçte, yalnızca beslenme alışkanlıklarımı değil, aynı zamanda sağlığıma bakış açımı da kökten değiştiren pek çok değerli bilgi edindim. • Sabahları kahve içmenin vücuda verdiği zararları öğrendikten sonra, önerilen sağlıklı alternatifleri tercih etmeye başladım. Bunun sonucunda enerji seviyemin daha dengeli olduğunu ve vücudumun bana daha iyi hissettirdiğini fark ettim. • Yemekleri bilinçli bir şekilde çiğneyerek yeme süremi 20 dakikaya çıkarmak başlangıçta zorlayıcı olsa da, artık bu alışkanlığın hem sindirimime hem de genel sağlığıma olan olumlu etkilerini gururla deneyimliyorum. • Birçok çeşidi aynı anda tüketmenin mide, bağırsak ve dolayısıyla tüm vücuda nasıl zarar verdiğini öğrendim ve bu farkındalık, beslenme tercihlerimi daha bilinçli yapmamı sağladı. • Doğru bildiğimiz pek çok yanlışın aslında önlenebilir sağlık sorunlarına yol açabileceğini anlamak benim için çok büyük bir farkındalık oldu. Artık neyi neden tükettiğimi biliyor ve vücudumun sinyallerini çok daha iyi anlayabiliyorum. • Diyetsiz yaşam programı sayesinde kısıtlayıcı kurallara takılmadan, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi öğrenerek özellikle uzun süredir yaşadığım bağırsak sorunlarını büyük ölçüde çözdüm. • Gluten ve şekerin yalnızca bağırsak sağlığı üzerindeki bilinen zararları değil, aynı zamanda enerji düşüklüğü, yorgunluk, bitkinlik ve hatta depresyona kadar uzanabilen etkileri olduğunu bizzat deneyimledim. Bu farkındalık, hayatımda çok önemli bir değişiklik yapmamı sağladı. Tüm bu süreci bizimle paylaşan, her sorumuza sabırla ve bilimsel bir temele dayanarak yanıt veren, bize yalnızca bir beslenme düzeni değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi kazandıran sevgili Suna Hanım'a sonsuz teşekkürler.Onun rehberliği olmasaydı, bu kadar derin bir dönüşüm yaşamam mümkün olmazdı. Bilgileri, ilgileri ve içten yaklaşımları sayesinde sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da kendimi çok daha iyi hissediyorum. İyi ki bu programın bir parçası olmuşum.
Meryem 46
DubaiMerhaba, Öncelikle Suna Hanım ile nasıl karşılaştığımı paylaşmak isterim. Ağustos 2017 sonunda kendisini beş aydır görmediğim bir arkadaşımı ailecek evine görmeye gittik. Kendisi kapıyı açıp karşımıza çıktığında gözlerimize inanamadık. İki üç beden incelmiş, 13 kilo vererek tığ gibi olmuş arkadaşımıza hayretler içinde baktığımızda, ağzından ilk çıkan açıklama kısaca SUNA SU oldu. Yani Suna Hanım ile aslında o zaman kendisinin gıyabında tanıştım. Arkadaşımıza o gün çok anlattırdık ve bir tek o değil Dubaide birçok gönüllü hanımın aynı değişimden geçtiğini öğrenmiş olduk. Ben o noktada envai çeşit sindirim sorunu çeken, (dokuz sene öncesinde hamile kaldığım dönemle karşılaştırdığımda) üstünde 10+ kilo fazlası olan, başkasının vücudunda yaşadığını hisseden, her an şişkinlik ve gaz yaşayan, yoğun çalışan bir anneydim. Ayrıca yemek ve sağlık hakkında çok bilgili olduğuna inanan, başkalarına tavsiye veren ama kendisine yaramayan birisi. Şansıma Eylül ayında Dubaiya gelecekti Suna Hanım ve çok git-gel yaşamama rağmen onunla bizzat tanışmaya karar verdim. 28 Eylül akşamı tanıştık, bir şekilde kendisiyle çalışmaya başlamaya ikna oldum ve 29 Eylül sabahı kuvvetli ısrarımla hemen başladık. Suna Hanımdan alınan desteğin başarısının altında yoğun danışan-danışman iletişimi ve güveni yatıyor. Meğersem etraftan toplama, kulaktan dolma bilgilerle sağlıklı, kendi vücuduma uygun yemek düzeni kurmak mümkün değilmiş. Birlikte çalıştığımız süre zarfında Suna Hanım bana tekrar yemek yemeyi öğretti. Neyin ne zaman ve nasıl yeneceğini. Gece 11de acıkınca, sabaha karşı 3te harıl harıl çalışırken, sabah kalktığımda, ofiste yemeksiz yakalandığımda ve acıktığımda sağlıklı seçimler yapmayı. Önümde tadını çok sevsem de reflüye sebep olan yemeklere gocunmadan hayır demeyi. Suna Hanım benim birlikte çalıştığım tek yemek danışmanı oldu. Onun için başka profesyonellerle birebir karşılaştıramam ama etrafımda birçok insan başarısız bir şekilde bu tür süreçler yaşadığı için ben Suna Hanımın üstüne birisi tanımıyorum, görmedim. Ben ona Yemek Antrenörü veya Yemek Doktoru diyorum. Ama aslında o ayrıca Hayat ve İlişki Antrenörü de. Ana konumuz yemekti ama yemek çok psikolojik bir konu olduğu için hayat ve ilişkilerimde yaşadığımız zorluklar da danışan/danışman irtibatımızın bir parçası oldu. Bu hayat-ilişki-yemek üçlüsünü entegre bir biçimde götürebilmenın Suna Hanımı başkalarından ayrıştıran bir özellik olduğunu düşünüyorum. Bunun kadar önemli ve belki de daha da vazgeçilmez özelliği, danışmanlığını bir saatlik haftalık aylık seanslarla değil haftanın 6.5 günü whatsapp ile anında devamlı her öğünde paylaşıyor olması. Su içmeyi unuttuğumda veya hızlı yemek yerken yavaş ye uyarıları, lokantaya gittiğimde yolladığım menu fotosuna 1-2 dakika içinde şunu yesen daha iyi olur diye geri dönüş yapması, eşimle tartışıp çukulata yemek istediğimde çukulatanın bir fayda olmayacağını ve konuya farklı bir şekilde yaklaşabileceğimi söylemesi, zayıf anlarımda yemekten medet ummama gerek olmadığını çok daha etkili çözümlerin olduğunu hatırlatması onunla yaşadığım sürecin başarısının kesinlikle temel taşları. 1.53 metre boyundayım. 61 küsur kilodan 50 kiloya indim. Hamilelik öncesi giydiğim tüm kotları rahatlıkla giyiyorum. Sindirimim çok çok daha iyi. Gaz, şişkinlik, reflü bitti. İlk on gün Suna Hanım whatsapp aracılığı ile her yediğimi içtiğimi takip etti. Birşey yemeden içmeden önce ona whatsapp ile fotosunu yolluyordum. Bana bazen neden o yemeği seçtiğimi, neden bazı yemekleri birlikte yediğimi, bazen pek anlamlandıramadığım sorular soruyordu. O on gün benim D-vitamin seviyemin yerlede süründüğü ve 6 ay gecikmiş D vitamini iğnesinin elzem olduğu bir dönemdi. Suna Hanımın vücudumun fiziksel durumuna ilgimi çekmesi sayesinde (çünkü bazen kendimizi çok ama çok ihmal edebiliyoruz) bir şekilde gidip iğnemi yaptırdım. Aşırı yorgunluk iğne sayesinde üstümden kayıp gittiği anda artık sürece başlayabileceğimizi söyledi Suna Hanım. Zaten benden rica ettiği kapsamlı kan tahlillerini de aradan çıkarmıştım. (Demir, B12 ve D vitamini düşüklüğü dışında bir sorun olmadığı için işimiz o açıdan kolaydı.) Suna Hanımın ilk on gündeki tespitleri devamlı (ama hakikaten devamlı) yemek yememin, %90 kakaolu bile olsa çukulatanın ve nişastanın beni ne kadar rahatsız ettiği oldu. İlk yönledirmesi pirinç, patates, mısır, hazır maya ve şekeri kesmem ve öğün arasını 4 ila 5 saat kadar açmak oldu. Bunlardan sonra da birçok yönledirmesi oldu, hem genel yemek kuralı olarak hem de benim vücudumun, bağırsaklarımın ihtiyacını karşılamak konusunda. (Mesela, çiğ yemeklerden uzak durmak, meyveyi pişirmek, birçok malzemeyi birlikte yememek gibi – bunlari Suna Hanımın keskin gözlemleriyle saptadık). Ve vücudum ödeminden fazlalığından gazından hızla kurtulmaya başladı. 5 haftada 5 kilo verdim. İki hafta durdu. 2 haftada 2 kilo daha. İki hafta durdu. Sonra iki kilo daha. Çok sonra az şekerli kahveyi de bıraktıktan sonra 1-2 kilo daha verdim. Bendeki değişim birçok kişiye ilham kaynağı oldu, onlar da bu yolculuğa katılıp kendi dönüşümlerini yaşadılar. Şu anda bulgur, kaşer yiyebiliyorum. Salata artık gaz yapmıyor. Çukulata ve kahve bağımlılığım bitti. Aylardır 50-51 kiloyum. Yanlış birşey yersem ya da bir gıda sindirimimi rahatsız eden bir etki yaratırsa normale dönmek için ne yapmam gerektiğini biliyorum. Çevreme verdiğim mesajı burada da tekrarlamak isterim: eğer sindirim, yemek, kilo, tiroid, otoimmün sorunu yaşıyorsanız ve çözümsüz kaldığınızı hissediyorsanız, yanılıyorsunuz ve kendinizi bu çözümsüzlük girdabına terketmenizin hiçbir gereği yok. Çünkü kalıcı çözüm var. Kimyanız değişirken aklınızı da değiştirecek, doktorların keşfedemediğini bulabilecek, çok yönlü, kapsamlı ve ilgili bir antrenör. 45 yaşımdan 46 yaşıma geçerken beni kendime getirdiği için Suna Hanıma sonsuz teşekkürü borç bilirim.
